MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

SİYER

<< 3433 >>

86- Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Duasının Kabul Edilmesi ve Müşriklerin Hezimete Uğraması

 

1. Huzeyfe b. el-Yeman

 

25287 Muhammed b. Ka'b el-Kurazı anlatıyor: Küfe halkından bir genç Huzeyfe b. el-Yeman'a: "Ey Ebu Abdillah! Siz Hz. Nebi'i görüp onunla sohbet ettiniz mi?" diye sorunca, Huzefye: "Evet ey yeğenim" cevabını verdi. Genç: "Nasıl yapıyordunuz?" diye sorunca, Huzeyfe:

"Allah'a andolsun ki biz çok yoruluyorduk" cevabını verdi. Genç: "Allah'a andolsun ki biz ona ulaşmış olsaydık, onu yerde yürümeye bırakmaz omuzlarımıza alır, taşırdık" deyince, Huzeyfe şöyle dedi: Yeğenim! Allah'a andolsun ki sen, bizim Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber Hendek'teki durumumuzu görseydin, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gecenin bir kısmını namaz kılarak geçirdikten sonra bize dönüp: ''İçinizden kim kalkıp düşmanın ne yaptığını gözetleyip gelebilir ve buna karşılık Allah onu Cennete sokar?'' buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bu kişirıin geri döneceğini de garantiliyordu. Kimse kalkmayınca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gece bir müddet daha namaz kıldıktan sonra tekrar bize döndü ve: ''İçinizden kim kalkıp düşman olan topluluğun ne yaptığını gözetleyip gelebilir ve buna karşılık Cennette yoldaşım olması için Allah'a dua ederim?'' diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), bu kişinin geri döneceğini de garantiliyordu. Ancak korku, açlık ve soğuğun şiddeti yüzünden kimse kalkmadı. Kimse kalkmayınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni çağırdı. Bunun üzerine ben kalkmak zorunda kaldım. Bana: ''Ey Huzeyfe! Gidip düşmanın içine gir ve ne yaptıklarına bak. Yanımıza gelinceye kadar da kimseye bir şey söyleme'' buyurdu. Gittim, düşmanın arasına girdim. Rüzgar ve Allah'ın askerleri onlara yapacağını yapıyordu. Ne kazanları yerinde duruyor, ne ateşleri yanıyor, ne de evleri duruyordu.

 

Ebu Süfyan b. Harb kalkıp: "Ey Kureyş topluluğu! Herkes yanında oturan arkadaşının kim olduğuna baksın" deyince, yanımda oturan adamın elini tuttum ve ona: "Sen kimsin?" dedim. O: "Ben falan oğlu falanım" cevabını verdi. Sonra Ebu Süfyan dedi ki: "Ey Kureyş topluluğu! Muhakkak ki siz, oturulacak bir yerde değilsiniz. Develer ve atlar helak oldu. Kurayza oğulları bizi geride bıraktı ve onlardan bize ulaşan haber ise hiç hoşunuza gitmeyecek şeyler. Şu rüzgardan gördüklerimiz ise işte başımızda. Vallahi, ne kazanımız duruyor, ne de ateşimiz yanıyor, ne de çadının dikiliyor. Öyleyse dönün, ben dönüp gideceğim." Sonra devesine doğru yönelip bağlı olan devesinin üzerine oturdu ve onu dizginlemeye çalıştı. üç kere devesine vurdu. Deve kalkıncaya kadar yularını bırakmadı. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana dönünceye kadar hiç bir şey yapma, diye benden ahid almamış olsaydı, o anda onu bir okla öldürürdüm. Dönüp Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldim. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımlarının yolculuk esnasında giydikleri yün giysinin üzerinde namaz kılıyordu. Benim geldiğimi görünce yün örtünün kenarını üzerime attı. Sonra rükuya vardı ve secde etti. Selam verince de gördüğüm şeyleri ona haber verdim. Gatafan kabilesi de Kureyş'in ne yaptığını duyunca onlar da hayvanlarına binip yurtlarına döndüler.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: İbn Hişam, Sıre'de (3/242-4) ve Müslim 3/1414 (1788) rivayet ettiler.